Üye Giriþi
Þifremi Hatýrlat Þifremi Hatýrlat
| |
Yeni Üyelik Yeni Üyelik

Bursa -M.K.PaþaBursa -M.K.Paþa
ORMANKADIORMANKADI
KöyüKöyü
wwwwww
.ormankadi..ormankadi.
comcom


Basýn Bülteni Basýn Bülteni

Kaydol
E-Bülten E-Bülten

EtkinlikEtkinlik Kayýt Formu Kayýt FormuEtkinliklere kaydolmak için týklayýnýz
CanlýCanlý Yayýn Yayýn
UlaþýmUlaþým Krokisi Krokisi
SohbetSohbet Bölümü BölümüDolu dolu ve hoþça vakit geçirmek için
DavetDavet Bölümü BölümüTanýdýklarýnýzý çaðýrýn sitemizi canlandýrýn
ÝletiþimÝletiþim Formu Formuinfo@

Çeþitli Bilgiler Çeþitli Bilgiler


BÝR AYET BÝR AYET

BÝR HADÝS BÝR HADÝS

Reklamlar Reklamlar

SÝYASÝ ÝZMLER


defa gösterilmiþtir

Arkadaþlar,
Burada duygu ve düþüncelerimizin yaný sýra bir takým bilgileri de paylaþalým istedim ve ilk sýraya siyasi akýmlarý koydum.
Elbette içlerinde bildiðimiz, az bildiðimiz, bilmediðimiz, bildiðimizi sandýðýmýz, asla bilmek istemediðimiz akýmlar var.  Niyetim þuna iþaret etmek;
Terminoloji ve beraberindeki tüm üniversiteler, kurumlar, okullar bu doktrinleri detaylandýrýp öðretiyor ve ne yazýk ki bunlar sadece kuram. Laftan sözden ibaret. Ve yine ne yazýk ki içleri tamamen boþ. Çünkü tüm sistemler insan tarafýndan geliþtiriliyor, yönetiliyor. Ýnsan iyi ise, ahlaklý ise tüm sistemler insanýn yararýna olur. Ancak o insanýn da içi boþsa… Gerekli donanýmý, altyapýsý yoksa...
 
Eðer adalet yoksa ya da kiþiye göre deðiþiyorsa…
Eðer dünün mazlumu bugün aslan kesilip pençesini amansýz savuruyorsa…
Eðer iþ yapmak, geliþmek, yükselmek için önce kul köle olmak gerekiyorsa…
Eðer din tam da bu saydýklarýmýzýn tam odaðýnda bulunduruluyor ve sömürülüyorsa…
Eðer bal tutan parmaðýný bir güzel yalýyorsa, utanmayýp bir de o parmaðý yapýþ yapýþ haliyle halkýnýn üstüne siliyorsa…

Adýna ne derseniz deyin, hangi ýrktan hangi dinden olursa olsun o millet, devlet, ülke, köy, kasaba, cemaat, mezra tükenir. Tükenmelidir. Ansýzýn birileri gelir, tüketir. 

Sizlerin de dikkatini çekecektir. Bu sistemler içinde Ýslam’ýn yaþayýþýný, ekonomi dinamiklerini dikkate alan bir altyapý ne yazýk ki bulunmuyor. Bu da bizim ayýbýmýz diyerek kýsa kýsa özetlere geçiyorum.


KOMÜNÝZM
Komünizm, toplumsal örgütlenme üzerine kuramsal bir sistem ve tüm mallarýn ortak mülkiyetine dayalý politik harekettir. Ortakçýlýk olarak da bilinir. Sadece üretim araçlarýnýn ortaklaþalýðýna dayanan Sosyalizmden ayýrt edilmesi gerekir. Komünizm, sýnýfsýz bir toplum yaratma amacýndadýr. 20. yüzyýlýn baþýndan beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ýn ve Friedrich Engels’in kaleme aldýðý Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anýlýr. Buna göre özel mülkiyete dayalý kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduðu komünist toplum gerçektir. Komünizm'in temelinde yatan sebep, sýnýfsýz, ortak mülkiyete dayalý bir toplumun kurulmasý isteðidir. Sýnýfsýz toplumlarda en genel anlamýyla tüm bireylerin eþit olmasý, karþýt görüþlüleri için "ütopya" olarak atfedilir ve zorla yaþanmaya çalýþýlýrsa kaosa yol açacaðýna inanýlýr. Paris Komünü, komünist sistem yaþayabilmiþ ilk topluluktur. Bunun dýþýnda Mahnovist hareket öncülüðünde Ukrayna ve Ýspanya iç savaþý sýrasýnda Anarko-komünist hareketle þekillenen (yaklaþýk 4 yýl sürmüþtür) topraklarýn kollektifleþtirilmesi esasýna dayalý olarak komünist topluluklar da kurulmuþtur.

SOSYALÝZM  
Sosyal teþkilatlanmayý eþitlik ölçüsüne göre düzeltmeyi gâye güden teori. Sosyalizm, ferdiyetçi ve hürriyetçi (liberalist) sistemlere karþý bir tepki olarak doðmuþtur. Sermaye sahipleriyle iþçiler arasýndaki eþitsizliði, servet ve refah farklarýný ortadan kaldýrma iddiasýndadýr. Bu iddialar doðrultusunda Sosyalizmi önce ekonomik bir çerçeve içinde; yani servetin üretimi, tüketimi, paylaþýlmasý ve daðýtýmý açýsýndan ele almalýdýr. Bu açý, bizi Sosyalizmi meydana getiren þartlarý araþtýrmaya götürür. Liberal demokrasinin ve Kapitalizmin doðurduðu yetersizlikler ve adaletsizlikler, sanayileþme olayýna; sanayileþme de, sosyal, ekonomik ve þuurlu bir þekilde teþkilatlanan iþçi sýnýfýnýn siyasi bir güç halinde ortaya çýkmasýna götürür.

ANARÞÝZM
Anarþizm, anarþiyi, yani “efendinin, hükümdarýn olmamasýný” amaçlayan politik bir kuramdýr. Diðer bir deyiþle, anarþizm bireylerin birbirleriyle eþitler olarak özgürce iþbirliði [ing. co-operation] içinde olabileceði bir toplum yaratmayý amaçlayan politik bir kuramdýr. Böylece, anarþizm gerekli olmadýklarý gibi, [ayný zamanda da] bireye ve onlarýn bireyselliðine zararlý olan tüm hiyerarþik kontrol biçimlerine –ister devletin isterse kapitalist olsun— karþý çýkar.
"Anarþi" sözcüðü Yunanca kökenlidir. Yunanca sözcük "baþsýz, yöneticisiz" anlamýna gelir. Anarþi sözcüðü Oxford Ýngilizce Sözlük'te "otorite yoksunluðundan veya otoritenin ve diðer yönetim mekanizmalarýnýn tanýnmamasýndan doðan düzensizlik durumu" olarak tanýmlanmýþtýr.

MARX’ÝZM 
Bilimsel sosyalizmin kurucusu Karl Marx’ýn görüþlerini temel alan siyasal, ekonomik ve felsefi sistemin adýdýr. Marksizmin temel kuramý sýnýflar savaþý kuramýdýr. Kapitalist toplum ile birlikte ortaya çýkan iþçi sýnýfý artýk toplumun devrimci dinamiðidir ve kapitalist düzeni ortadan kaldýrarak sosyalizme yani sýnýfsýz topluma giden yolu açacak olan biricik sýnýftýr. Marx kapitalizmin son sýnýflý toplu olduðu ve burjuvazi ile iþçi sýnýfý arasýndaki uzlaþmaz çeliþki sonucu yýkýlacaðý öngörüsünde bulunur. Marksizm’de önemli bir ayrým olarak altyapý ekonomik iliþkileri, üstyapý ise din, sanat vs.. gibi kategorileri temsil eder. Üstyapý ne kadar karmaþýk görünürse görünsün altyapýnýn bir tezahürüdür.

LENÝNÝZM
Sovyet Rus lideri Vladimir Lenin tarafýndan geliþtirilen Leninizm, Marksizm’in bir türevidir. Marksizm’den en önemli farký, sosyalizme ulaþmak için, ekonomik devrimlerden önce politik devrimler yapýlmasý gerektiðini vurgulamasýdýr. Lenin’e göre bu politik devrim, komünist partinin güçlü otoritesi altýnda yapýlmalýdýr. Tüm Sovyet Rusya tarihi, kominist partinin güçlü varlýðý ile þekillenmiþ olduðundan, Sovyet Rusyanýn ideolojisi Marksist-Leninizm olarak tanýmlanýr.

EMPERYALÝZM
Bir millet veya topluluðun diðeri üzerine doðrudan veya dolaylý, siyasî, ekonomik, kültürel veya söylemsel yayýlmasýdýr. Böylece emperyalizm temelde amaç ve araçlar olarak güçle ilgilidir. Emperyalizm, coþturucu sloganlar, savaþ sembolleri, üstün askerî, ekonomik, siyasî veya kültürel güç tarafýndan kurulur ve kendini yeniden üretir. Bu sebeple emperyalizmin genellikle farklý kültürlerin çarpýþmasýný ve onlarýn aralarýndaki adaletsiz deðiþimi takip eden bir iliþkiyi anlatmaktadýr. Emperyalizm ‘ötekinin’ baðýmsýz siyasal, hukuksal, ekonomik varoluþ hakkýnýn ortadan kaldýrýlmasýna dayanýr. Sonuçta emperyalist güçler abluka altýna aldýklarý toplumlar üzerinde her türlü tasarruf hakkýný kendi eline geçirmiþ olur.

Diktatörlük gücü, merkezî hükümet, keyfî yönetim metotlarý anlamýna da gelmektedir. Bu kullanýmýnýn dýþýnda Fransa’da 1830’larda Napolyon imparatorluðuna hayranlýk duyanlarý nitelemek için, 1848’den sonra ise III Napolyon’un kötü yönetimini ifade etmek için kullanýlmýþtýr. Emperyalizm kavramýnýn kullanýmý 1870’lerde Ýngiltere’de yaygýnlaþmýþtýr.
Çeþitli kaynaklar emperyalizmi aþaðýdaki þekilde tanýmlar:
§          Bir ülkenin topraklarýný geniþletmesi
§          Bir ulusun veya toplumun baþka bir ulusu veya toplumu vergiye baðlamasý
§          Bir ulusun veya toplumun baþka bir ulus veya toplumun topraklarýndaki kaynaklarýndan yararlanmasý
§          Bir ülkenin veya toplumun baþka bir bölgeye kendi kültürünü yaymasý ve oranýn halkýný köle olarak kullanmasý

FAÞÝZM 
Siyasal demokrasinin kapitalizme karþý iþlediði bir dönemde, kapitalizmi sürdürmek amacýyla siyasal demokrasiye son veren, katý bir diktatörlüktür. Bu olgunun üzerine ise soyut bir devlet felsefesi kurulacak, yaþamýn gerçeklikleri bu görkemli devlet sisiyle örtülecektir. Kuram alanýnda faþizm, Machievelli’yi benimseyecek, Musollini, Machievelli’nin yöntemlerinin doðruluðunu ve günceliðini savunacaktý. Faþizmde her þey devletin içindedir. Devletin dýþýnda ve devletten kök almayan hiçbir deðer yoktur. Tüm deðerlerin bileþimi olan faþist devlet, toplumun ve bireyin yaþantýsýný ayrýntýlý olarak çözümler, geliþtirir ve yönetir.
Faþizm için uluslararasý hukukun herhangi bir üstünlüðü söz konusu olamaz. Faþizm bu alanda Hegel’in düþüncelerini hemen hemen olduðu gibi benimsemektedir. Uluslararasý sorunlarýn çözüm yolu, savaþtýr. Devlet nasýl bireylere karþý kuvvet kullanarak iradesini geçerli kýlýyorsa, öteki devletlere karþý da ayný yöntemi, baþka bir deyiþle bu kez savaþ yolunu kullanmaktadýr.

Not: Makyavelli, “Amaç, aracý meþru kýlar” sözünü söyleyen kiþidir. Aslýnda herkesin yapmakta pek de çekinmediði bir þeyi dillendirmiþ ve ünlü olmuþ 1500’lü yýllarda yaþamýþ bir adamdýr.


TOTALÝTARÝZM
Totalitarizm bireyin özgürlüðünün devlet tarafýndan ortadan kaldýrýlmasý ve bireysel yaþamýn ikinci dereceye býrakýlmasýdýr. Ýlk olarak Mussolini tarafýndan kullanýldýðý sanýlmaktadýr. 
Mussolini "faþizme göre, her þey devletin içindedir ve devletin dýþýnda insani veya ruhsal hiçbir þey yoktur, dahasý onun dýþýnda hiçbir þeyin deðeri yoktur. Bu anlamda faþizm, totaliterdir ve bütün deðerlerin sentezi ve birliði olan faþist devlet, bir halkýn yaþamýnýn tüm yönlerini ifade eder, geliþtirir ve güçlendirir" diye yazýyordu. Totaliter sistemlerin diðer rejimlerle farký tanýmlanmaya çalýþýlmýþtýr. Bütün totaliter sistemlerin egemen tarihi ve ideolojik unsuru olabilecek özellikler üzerinde bir anlaþma yoktur. Ama "totalitarizm" terimini, devletin hedef olarak seçtiði þeye ulaþmak için "bütün yollar"ýn kullanýlmasý anlamýna geldiði de açýktýr. Bundan dolayý, istekleri ne olursa olsun bütün totaliter rejimler güncel tekniklerle siyasi despotizmi güvence altýna almak, devlet tarafýndan belirlenen bir ekonominin dýþýndaki çýkarlarý kýsýtlamak, demokratik bile olsa tek tip ideolojik kurallarý dayatmak gibi baþka özellikler de taþýr. Totalitarizm, toplumsal yaþamýn bütün yönlerini içerir.

TERÖRÝZM
Bir ideoloji deðil bir stratejidir. Çoðunlukla siyasî olan amaç bazen sosyal ve ekonomik de olabilmekte ve deðiþik siyasî görüþtekiler (aþýrý sað ve aþýrý sol kanatlar) tarafýndan da kullanýlmaktadýr.

Bir azýnlýðýn, hedef aldýðý amacý, demokratik ve normal yollarla gerçekleþtiremeyeceðini anlayýp amacýna dehþet, terör yoluyla topluma korku salarak varmak istemesidir veya bireylerin ya da azýnlýklarýn þiddete dayanan ve kiþilere, mallara ya da kurumlara yönelik siyasal eylemleri ve bu þiddet eylemlerinin tümüdür.
Türkçeye, Fransýzca "terreur" sözcüðünden geçmiþ olan terör sözcüðü Latince kökenlidir. 
Latince sözcüðün anlamý "korkudan titreme" veya "titremeye sebep olma"dýr. 
Fransýzca Petit Robert sözlüðünde "Bir toplumda bir grubun halkýn direniþini kýrmak için yarattýðý ortak korku" olarak tanýmlanýr. Oxford Ýngilizce Sözlük'te "Genellikle siyasal nedenlerle, halkýn gözünü korkutmak ve halký yýldýrmak için dehþet öðesini kullanmak" olarak tanýmlanýr. Türk Dil Kurumu Sözlüðü'nde, "Yýldýrma, cana kýyma ve malý yakýp yýkma, korkutma, tedhiþ" olarak tanýmlanýr. 
Literatürde terör sözcüðü bazen þiddet veya siyasal þiddet kavramlarýyla eþ anlamlý olarak kullanýlmaktadýr.
Türkiye’de yýllarca teröre karþýlýk olarak anarþi sözcüðü kullanýlmýþ, son yýllarda bu sözcük terk edilerek "terör" sözcüðü kullanýlmaya baþlanmýþtýr. Arapça kökenli tedhiþ sözcüðü de zaman zaman terör anlamýnda kullanýlýr. Tedhiþ sözcüðü, "korku salma,  yýldýrma" anlamlarýna gelir

KAPÝTALÝZM
Batý dünyasýnda feodalizmin çöküþünden bu yana egemen olan ekonomik sistem. Anamalcýlýk, Sermayecilik, Serbest Piyasa Ekonomisi, Serbest Giriþinin Ekonomisi adlarýyla da anýlýr. Liberal sistem, serbest ticaret, karma ekonomi deyimleri de kapitalizmi belirtir. Kapitalist ekonominin temel özelliði üretim araçlarýnýn büyük çoðunluðunun özel ellerde bulunmasý ve üretimle gelir bölüþümüne önemli ölçüde piyasalarýn yön vermesidir.

Kapitalizm kavramýnýn 19. yüzyýlda ortaya çýkýþý ve geliþimi; terminolojik olarak Ýngilizce’de 19. Yüzyýlýn baþlarýnda belirmiþ ve hemen ayný dönemlerde Fransýzca’da ve Almanca’da kullanýlmaya baþlanmýþtý. Kapitalist kelimesi ise ilk kez çok daha erken dönemlerde (1792) Arthur Young tarafýndan Traveles Ýn France isimli dergide yayýmlanan bir makalesinde paralý adamlar anlamýnda kullnýlmýþtý. Coleridge bu kullanýmý 1823’te Tabletalk isimli çalýþmasýnda daha geliþtirerek kapitalisti emrinde iþçi çalýþtýran kiþi anlamýnda kullanmýþtýr.. Thomas Hodgskin ise Labour Defended Againist the Claims of Capital (1825) isimli çalýþmasýnda kapitalistleri þöyle tanýmlar: “Aslýnda Avrupa’nýn para piyasasýný elinde bulunduran bütün kapitalistler ihtiyaçlarý olan bir haftalýk giyecek ve yiyeceði kendi baþlarýna saðlayamazlar/üretemezler. Bu kiþiler yiyecek üretenlerle giyecek üretenlerin, aletler üretenlerle bunlarý kullananlarýn arasýnda kendi yerlerini alýrlar. Ancak çoðu zaman kapitalistler bu ürünlerin ne üreticisi ne de kullanýcýsýdýr, ancak onlar bu kesimlerdeki üretimin ve bu iliþkilerin varlýðýný düzenlemek adýna vardýr.

Bir de unutulmamasý gereken bir zat vardý ki o da Adam Smith’dir. Kendisi ahlak felsefecisi olarak bilinir lakin dünyanýn en ahlaksýz sistemini geliþtirmiþtir. Ya da ön ayak olmuþtur. 1776 yýlýnda Uluslarýn zenginliði kitabýný yazmýþ, klasik iktisadýn öncüsü olmuþtur.


JAKOBENÝZM
Jakobenizm, ideolojisini genel kitle ideolojisinden daha yeð gören ve dikte yolu ile bu ideolojiyi kabullendirmeyi amaçlayan politik akým. Kelime anlamý itibarýyla keskin devrimci anlamýna gelir.
Bu akým, Fransýz Devrimi sonrasýnda kurulan jacobin demokratik klübünün fikirlerine dayanýr. Fransýz Devrimi' nin en radikal belirleyici unsurudur. Maximilien Robespierre liderliðindeki bu kiþiler, karþý devrimlerin ancak devletin zor rolünü gerçekleþtirmesiyle ortadan kaldýrýlabileceðini savunmaktadýr. Amaçlarý bir dönemlik dikta yönetimi sonrasý "Aydýnlanma Çaðý" felsefecilerinin öngördükleri doðal düzene ulaþmaktýr. Bir tür toplum mühendisliði çabasýdýr. Fransa'da eðitim alanýnda 20. yüzyýl ortalarýna kadar etkisini sürdürmüþ ve bu nedenle Fransa'da yaþayan azýnlýklara yerel dillerini konuþma olanaðý verilmemiþtir.
Jakobenizm bir ideoloji deðil yöntemdir. Ýdeolojisini topluma benimsetmek isteyen herkes jakoben olarak kabul edilebilir. Fransýz Jakobenler ideolojilerini benimsetmek için devrimi tercih ettiklerinden karþýtlarý tarafýndan dayatmacýlýkla suçlanmýþlardýr. Fransýz Jakobenlerin ideolojisi aristokrasi yerine cumhuriyettir. Aristokrasinin kurumlarýna karþý sert davrandýklarý için gericiler tarafýndan eleþtirilmiþlerdir. 


YORUM GÖNDERYORUM GÖNDER
  Adýnýz Soyadýnýz :
  Mesajýnýz :
Not : Lütfen küçük harf kullanýnýz. Maksimum 500 karakter

Önemli Not : Gönderilen mesajlar sistem tarafýndan kayýt altýna alýnmakta olup site yöneticileri tarafýndan görülmektedir. Lütfen bu hususa dikkat edelim ve baþkalarýný rahatsýz edici mesajlar göndermeyelim.
Sayfa Üretim süresi :0,0273

© 2011 ormankadi.com
Ormankadý Köyü Web Portalý http://www.ormankadi.com

Tam Ekran