Eveeeet, iþimizi gücümüzü býraktýk, sýra geldi dünya ile
ilgilenmeye.
Nedir bu dünyanýn hali kardeþim. Her yer kan revan, bi’dolu usülsüzlük,
olabildiðince bencillik, bi’takým savaþlar falan…
Hep mi böyleydi diye biraz geriye gidelim, o da ne!
Hep böyle!
Peki bunu kim yapýyor? Nedir bu insanlýðýn derdi?
Bu, hele hele bizim ülkemizde cevabý hemen verilecek bir
sorudur.
Sokakta top oynayan, dizleri bereli çocuklara sor, söyler cevabýný.
Abi dünyayý üç beþ aile yönetiyor, adamlar bizim topumuzu bile patlattý geçen
gün der.
Evet, ne yazýk ki olaylara –içeriði tamamen gerçek olsa
dahi- bakýþ açýmýz çok sýnýrlý.
Ve nedense suç hep dýþarýda. Biz hiçbir þey
yapmadýk, onlar yaptý. Biz iyiyiz, onlar kötü.
Onlar kötü, burasý doðru ama biz ne kadar iyiyiz?
Bir de bu on aile meselesini, dünyayý yönetenleri madem
yazýmýza baþlýk yaptýk, dünyayý kimin yönettiðini açýklayalým.
Dünyayý Rothschildler, Rockefellerler, Warburglar yönetiyor
denir ya ben dünyayý Recep Arkýþ’ýn yönettiðini düþünüyorum.
Kararlarýný
gümeden veriyor, gizli örgütlerle görüþmelerini ise uçara gidiyorum diyerek köy
arkasýnda gerçekleþtiriyor.
Neyse, þakayý dozunda býrakmak lazým. Arkadaþýma da bu
vesile ile selamlarýmý göndermiþ oldum.
Biz, kendi çapýmýzý ölçmeden, nelere kadir olduðumuzu
bilmeden, nereden geldiðimizi,
nereye gitmemiz gerektiðini sorgulamadan
attýðýmýz her adýmda dýþa baðýmlý bir hale geliyoruz. Geldik!
Hep gündemdedir, petrol de dýþa baðýmlýlýk, doðalgazda hatta
buðday da dýþa baðýmlýlýk diye.
Biz zihniyette dýþa baðýmlýyýz artýk.
Ekonomik yaþamdan çok fazlasýný kastediyorum, zevklerimiz,
hobilerimiz, dünyaya, doðaya ve insana yaklaþýmýmýz…
Düþünce yapýmýz tamamen baðýmlý
durumda. Ve bence bu sigaradan çok daha tehlikeli.
Sigara beyin hücrelerini katlederken
bu durum beynimizi aptallaþtýrýyor, en akýllýmýz bu dediðimiz adamlar meðer ne
kadar boþmuþ dedirtiyor.
Bu ne yazýk ki hepimiz için geçerli. Biz, bize
dayatýlan zihniyetin istediðini düþünüyor, istediðini yapýyoruz.
Böyle düþünen biri Ýstanbul’u fethedebilir mi?
Çok eskilere gitmeyelim, bu zihniyette Çanakkale destanýný
yazabilir mi?
Her þeyi geçelim, bir þirket kurup ben dünyanýn en büyük
perakendecisi, en iyi reklam ajansý olacaðým diyebilir mi?
Diyemez!
Ee, idealler olmadan yaþamak böyle bir þey!
Senin adýna birileri karar verir, sen de yaparsýn.
Sonra dünya bu yüzden kötü, bak zaten dünyayý bunlar
yönetiyor demeye hakkýn olmaz.
Hakkýný aradýn mý diye sorarlar adama çünkü.
Ne yaptýn bu gidiþatý engellemek için, býrak dünyayý kendini
geliþtirebildin mi diye bir bakarlar.
Bu konuda kendimde de çok kusur görüyorum, o yüzden dünyayý
þuan kimin yönettiði gerçekten umurumda deðil.
Önemli olan egomu, nefsimi
yönetebilmek. Hayatý bütün olarak görmek
çok zevklidir ama sorunlarý çözmek için adým adým gitmek gerek.
Sýnýrlarý daha belirgin, buna raðmen hoþgörüden ödün
vermeyen, yargýlamayan, kibirlenmeyen, aklýný kýþ uykusuna yatýrmayan,
sorgulayan
insanlar olmamýz gerek. Kendimizi bilmemiz gerek. Bu aklýn vebali var çünkü.
Dünyayý þu an bizim yönetmiyor olmamýz hiçbir þeyi
deðiþtirmeyecek,
buradan puan kazanamayacaðýz sanýyorum.
Düþüncelerimi aklýma estiði gibi yazmaya gayret ediyorum, ne
birine bir lafým ne bir kimseye sözüm var.
Ortaya konuþuyorum. Ve amacým
dünyada ne yazýk ki az insana nasip olan güzelliklere, geçmiþe ve ecdada sahip
bizlerin silkinmesi.
Bunun nasip olup olmayacaðýný görmenin tek yolu ise
çalýþmak, çalýþmak çalýþmak. Her anlamda!
15 yýl önce yaptýðýmýz grup toplantýlarý meðer ne kadar
önemli ve deðerliymiþ! Ýnsan özlüyor.
Sevgiler, saygýlar.